Serin bir esintiye kapılmış, yeryüzüne ulaşmadan rüzgarın
şarkısına dans eden kar tanesi, umduğunun aksine küçük bir çocuğun dilinde
buldu kendini. Soğuk toprağa düşmeye o kadar hazırlamıştı ki kendini, o tatlı
ağzında biterken çocuğun, küçük bir parçası aşık oldu sıcaklığına. Yok oldu
kristalleri, bembeyaz dalları eriyip dağıldı. Artık bir kar tanesi değildi
belki, ama daha güzel, daha özel hissetti kendini. Çocuğun boğazından akan
damlalara dönüştü, bir zamanlar olduğu gibi. Zaman uçtu, çocuk büyüdü. Büyüdü,
yaşadı, yaşlandı. Kar tanesi çiçek oldu. Yağmur oldu. Bulut oldu. Yaşlı adam
ölürken yağmur ağladı, çiçek soldu, bulut karardı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder