1 Ocak 2015 Perşembe

Karıncaların arasında

Herzaman daha büyük bi resmin varlığını hatırlatıyor bana güneş. Gözlerim üstünde, aramızdaki bitmez tükenmez mesafeyi düşünüyorum. O ve ben. Nekadar uzasam uzanamıyorum ona. Gözlerimi kısıyorum. Gözlerim yere odaklanıyo. Kendime geliyorum bir an. Burdayım, hayallerimden uzakta. Dünyanın çarpıcılığını ayağımın yanından geçen karınca hatırlatıyor. O kadar minik, o kadar görünmez. Gerçek mi diye soruyorum kendi kendime. Yoksa ben mi hayal ediyorum bütün bunları... Ağaçlara bakıyorum başımın üstünde sallanan. Küçük çatırtılar çıkaran dallarında kuşlar cıvıldıyor. Gökyüzüne kayıyor gözlerim. Bulutlar, hava; görebildiğimin ötesine uzanmışlar. Herşey olması gerektiği gibi. Belki varlığım kuşları rahatsız ediyor, ama oturuyorum orada. Gözlerim hala gökyüzünde, bir sonsuz maviliğe bir hışırdayan yaprakların gözlerimi uyuşturan ahengine bakıyorum. Doğa beni şaşırtıyor yine. Aynı şeyleri hissediyorum nezaman onunla yalnız kalsam. Her seferinde yeni baştan, aynı tutkuyla gözlerimi yakıyor güneş. Kirpiklerim buluşuyor, gözlerim kapanıyor. Sonra inatla açılıyorlar yeniden. Ve büyük sarı nokta bıraktığım yerde. Gözkapaklarımın arasından sızdığında eminim biyere kaçmadığından. Düşünüyorum acaba kaç kişi bu hislerle dikmiş gözlerini sana. Kendinden önce gelen sayısız ruhu düşünmüş, sonsuzluğunun gölgesinde bi karınca olmuş toprakta yolunu arayan. Böyle düşününce kendimi dünyanın bi parçası gibi hissediyorum. Evrenin, herşeyin içinde yalnız değilim belki de. Sanki onu anlamışım, o da beni anlamış. Sanki istediğimi yapabilirim o an. Ne bir engel, ne bir üzüntü.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder